23 Nisan 2020 Perşembe






KORONAVİRÜS, CORONAVİRÜS 
Kısaca 

COVİD-19


     Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan koronavirüs salgını dünyaya yayılmış bulunmaktadır. 
Johns Hopkins Üniversitesi'nin verilerine göre, dünya genelinde görülen koronavirüs vakalarının toplamı 1,5 milyon civarına ulaşmıştır. Toplam can kaybı ise 80 binin üzerinde olduğu gibi iyileşenlerin sayısı da 300 binin üzerinde olduğu tespit edilmiştir. En fazla vaka görülen ülkeler ABD, İspanya ve İtalya olarak sıralanmıştır. En yüksek can kaybı da İtalya'da olmaktadır.
    İlk kez Aralık ayında görülen ve "2019-nCoV" olarak adlandırılan virüs, Koronavirüs ya da Corona Virüsü adıyla bilinmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 11 Şubat'ta koronavirüs kaynaklı hastalığa "Covid-19" adını vermiştir. Daha sonra küresel salgın anlamına gelen "pandemi" olarak ilan edildi. WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, Covid-19'un "korona"nın co'su, "virüs"ün vi'si ve hastalık kelimesinin İngilizcesi "disease" sözcüğünün d'sinden türetildiğini açıkladı.

PEKİ SİZE BİR SORU, GERÇEKTEN COVİD-19'UN SİZİN İÇİN ANLAMI NE? SİZ BU VİRÜSLE İLGİLİ NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
     
     Ben bu yazımda kendimi korona virüsü olarak hayal ettim ve hakkımda çıkan haberler doğrultusunda bazı düşüncelerimi paylaşmak istedim. Sizce ben gerçekten Çinlilerin yarasa yemesi sonucunda ortaya çıkmış olabilir miyim? diyelim ki öyle olsun tüm Çinliler benim yüzümden hastalandı peki ya yarasa ya da diğer memeli ve küçük hayvanları tüketmeyenler neden hastalandı? Ben nasıl oldu da tüm dünyaya bu kadar hızlı yayıldım ve diğer ülkelerde virüsün çıkış merkezinden daha çok insanı hasta etmeyi başardım? Düşünmeye başlayınca insan beyni türlü sebepler bulabiliyor gerçekten. Peki kaçınız benim bir laboratuvar ortamında, bir insan eliyle üretilip, henüz panzehirim bulunmadan hızla yayıldığımı düşünüyor? 21.yy. dünyasında verilen biyolojik bir savaşın ve gizli planların sonucunda, ortaya çıkışımda kimler hem fikir? 
     Birçok insanın sesini duyar gibiyim. Her biriniz söylediğim en az bir sebep üzerine düşündünüz ve birinde karar kıldınız. Burada değinmek istediğim nokta fikirlerin doğruluğu ya da yanlışlığı değil. İnançlarımız! Hepimiz bir şekilde bir sebebe inandık ve sonuç olarak ortaya çıkmış bu virüsle mücadele ediyoruz. Üzerimizde oluşan korku algısının etkisiyle hareket ediyoruz ve sosyal izolasyona özen gösteriyoruz daha doğrusu göstermeye başladık. Zamanında eleştirdiğimiz soğuk ya da mesafeli bulduğumuz insanlar gibi, bir metre kuralıyla yaşıyoruz. Oysaki onlara karşı ne kadar ön yargılıydık farkında mısınız? Onların bir nezaket kuralı olarak gösterdiği tavrı; kibir, soğukluk ve uzaklık olarak algıladık çoğumuz ve saygısızca eleştirdik. Ve şimdi o çok sevdiğimiz insanlara karşı bir metre kuralını uygulamaya başladık. Bazılarınızın ne yani herkese, en sevdiklerimize karşı sürekli mesafeli mi olalım dediğini tahmin edebiliyorum. Söylemek istediğim bu değil insanlara karşı takındığımız ön yargılı tavra benim asıl eleştirim. Birkaç satır yukarıda da söylediğim gibi her birimizin farklı inançları var ve biz bunlara saygı duyduğumuz sürece güzeliz. İnançlarımız doğrultusunda ve içimizden gelen o doğru sesle hareket ediyoruz. 2020'de birçok kişi uçan arabaları bekliyordu fakat bir virüs sayesinde temizlik ve hijyenin önemini öğrendik. Ve birlik beraberlik içinde saygıyla bu süreci daha az hasarla atlatabileceğimizi gördük. Çok özendiğimiz Avrupa topluluklarının haline ve insanlara gösterdikleri tavra şahit olduk. Emekli maaşı ödedikleri yaşlıları ben yaşlı demek istemiyorum yaşça ileri insanları, ölüme mahkûm bıraktılar. Kimin parasını kimden korudular? O insanlar yıllarca çalışmanın karşılığında, müşkül durumda olmamak adına yaptıklarının bedelini canlarıyla ödediler. Bizler ise hep onları ve yaptıklarını üstün gördük. Kendi ülkemizin değerlerine ve insanlarına destek olmayı değil sözlerimizle köstek olmayı tercih ettik. Ve bu süreçte anladık ki bazen yapılanları çok abartmamak lazım bir şeylere körü körüne bağlanmamamız lazım.
    Ülkemizin eleştirilecek birçok yönünün olduğunu bilerek söylüyorum ki bu virüs işinde biz diğer ülkelere fark attık. Öyle ki bizi Avrupa Birliğine kabul etmeyenler bizim göndereceğimiz sağlık yardımlarına muhtaç oldu. Diğer ülkelerin bize muhtaç olmasından dolayı elbette mutlu değilim. Ama bu dünyada tek olmadıklarının, insan gücünün bazı durumlarda yetersiz kaldığını ve büyüklenmenin doğru olmadığını her birimiz “covid-19” ile öğrenmiş olduk. Düşününce birçok ülkeye göre hala çok şanslı durumdayız. Çünkü diğer ülkelerin aksine yıllardır içinde büyüdüğümüz gelenek ve göreneklerimizin aslında bizi birçok hastalıktan koruduğunun farkına vardık. Yaşça ileri olanlarımızı ölüme terk etmek yerine onların bilgi ve tecrübelerinden yararlandık. Bilim insanlarımız laboratuvarlarda, sağlık çalışanlarımız hastanelerde, polislerimiz sokaklarda, öğretmenlerimiz evlerinde çocuklara online eğitim vererek ve tüm hizmet sektörlerimiz üstlerine düşen görevi fazlasıyla yerine getirerek bu sancılı süreci diğer devletlere oranla daha az kayıp vererek atlatıyoruz.  Ve bir gün tamamen atlatacağız.

     Ben covid-19 olarak söylemek isterim ki; tüm bu yaşananlar insan olma, unutulan değerlerinizi bilme, kendinizi keşfetme, ön yargılarınızı ya da tabularınızı gözden geçirme, gelenek ve göreneklerinize sahip çıkma, birbirinize destek olma, birlik olma, sağlıklı olmanın kıymetini anlama ve aldığınız tek bir nefesin bile ne kadar önemli olduğunu hatırlama açısından size verdiğim bir moladır. Lütfen bunu özümseyerek değerlendirin.

        Dünyada ki tüm etkim bitene kadar sağlıcakla ve evde kalmanız dileğiyle 😊




☆ ABG ☆


15 Nisan 2020 Çarşamba

HAYAT ISKALAMAYI AFFETMEZ


Hep bir yerlere
Bir şeylere yetişme telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok...
Fast live,
Fast food,
Fast music,
FAST LOVE...

Dikte ettirilen yükselen değerler
In'ler
Out'lar...

Buna benzer bir odada
Şanslıysanız
Gökyüzünü görebilen bir pencere altında
BİTECEK HEPSİ...

Eyyy, dostluğu klavyelerinde,
Yaşamı monitörlerinde arayanlar.
Size sesleniyorum
Hangi tuş daha etkilidir?
Sıcacık bir gülüşten,
Ya da hangi program verebilir,
Bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz,
Dalgaların sahile vuruşunu?
İçinizi ısıtan Güneş'i,
Gönderebilir misiniz mail arkadaşınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yaşarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşa basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi,
KAYBOLAN ZAMAN?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler
Neden görmezsiniz
Bir akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır, 
Kitaplarınızın arasında?
Koklamak...
Duymak...
Dokunmak...
Yok mu yaşam skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuzda,
DUYGU TOPLUMU NİYE OLMUYORSUNUZ?

HAYAT ISKALAMAYI AFFETMEZ...
KEŞKE'LERLE...
TÜH'LERLE...
Baş başa kalmadan önce...

MÜŞFİK KENTER




3 Nisan 2020 Cuma



BİZİ SORSALAR

Kim bana bizi sorsa: 
Her şey gibi, hiçbir şey gibi, var gibi, yok gibi;
 hayal gibi, gerçek gibi, ne olduğu belirsiz,
 tanımsız çok şey gibi diyorum...

(2016)


☆ ABG ☆