NEDEN YANLIŞ ANLAR YA DA ANLAŞILIRIZ?
Tüm gün aklımda tek bir soru vardı. Neden yanlış anlar ya da anlaşılırız? Kimleri yanlış anladığımızı ya da kimlere karşı yanlış anlaşıldığımızı düşününce hep aynı noktaya vardım. Biz insanlar, sevdiğimiz insanları, değer verdiklerimizi yanlış anlarız genelde. Zaten diğerleri pek ilgimizi çekmez. Yanımızdan geçerler fark etmeyiz. Bize baktıklarında bunun üzerinde durmayız. İlgimizi çekmedikleri sürece varlıklarıyla ilgilenmeyiz. Oysa sevdiklerimiz iletişim kurduklarımız öyle mi? Her hareketlerinden bir anlam çıkarmaya çalışırız. Her sözlerinde ve düşüncelerinde bazen o an için düşünemedikleri şeylerde bile bize dair bir şeyler bulmak isteriz. Konuşma esnasında soğuk ifadeleri biraz fazla kullansalar onlara karşı bir hata yaptığımızı düşünüp hayıflanırız. Samimiyetimize güvenerek rahatsız olduğumuz bu soğukluğu dile getiririz elbette. Çoğu zaman "yanlış anlamışsın sana karşı bir soğukluğum yok bana bir hata yapmadın" diye dönütler alırız. Kimi zamansa gerçekten bize yönelik bir durum vardır ortada çözülmesi gereken.
Yanlış anlamak ya da anlaşılmak aslında bu hayatta en çok karşılaştığımız durumdur durup bir düşününce. Çok anlık gelişir. Bazen çok yıkıcı sonuçları olabilir. Arkadaşlığımıza, dostluğumuza, ilişkimize ve hatta aile bağlarımıza bile zarar verebilir. Sonrasında ne kadar üzülsek de değiştiremeyiz olanları. Affedilmeyiz, affedemeyiz bazen de.
Neden yanlış anlar ya da anlaşılırız? demiştim. Birçoğumuzun kolayına böylesi gittiği içindir belki de. Ama ben bunu kolaylık olarak düşünmüyorum. Her birimizin hayatının özel insanları var çünkü. Ve bizler onları önemseyip çok fazla düşünüyoruz bazen. İnce düşündüğümüz noktalar yanlış anlaşılmamıza sebep oluyor ya da düşünemediğimiz zamanlar. Kimi zaman ise bir konunun üzerine fazlaca eğilmek yanlış anlaşılmamıza davetiye çıkarıyor; kimi zamansa hiç önemsemeden, dinleyip düşünmeden o konuyu geçerek yanlış anlıyoruz. Yanlış anlamak ya da anlaşılmak ne kadar kötü bir durum gibi gözükse de gözümüze aslında içten içe gizlediği olumlu bir mesaj vardır. "Seni önemsiyorum beni en iyi tanıyanlardan birisin sen! Hatta en iyi tanıyansın belki de. Nasıl olur da beni yanlış anlarsın? Nasıl olur da bir an için seni anlayamadığımı düşünürsün?" der usulca. Ama o an için bu mesajı fark edemeyiz. Asıl anlatılmak isteneni yanlış anlamış, anlatmak istediğimizi de yanlış anlatmış oluruz.
Bir gün yirmi dört saat ve birçok yanlış anlamaya ve de anlaşılmaya gebe olarak başlar. Sonrasında da biter. Mühim olan ise özür dileyip gerçeği anlama ve öğrenme ehemmiyetini gösterebilmektir hayatta.
Ne olursa olsun sonunda özrünüzü dileyip affedileceğiniz, sorunlarınızı çözebildiğiniz, güçlü bağlarla oluşturulmuş ilişkilerinizin olması dileğiyle...
☆ ABG ☆